Bir işletmedeki ineklerden en yüksek süt verimini elde etmek için ele alınması gereken en önemli konulardan biri de kurudaki ineklerin yönetimi ve beslenmesidir. Kurudaki inekler doğru bir şekilde yönetildiğinde ve dengeli olarak beslendiğinde, bir sonraki laktasyonda daha fazla süt verimine ulaşmaları, kuru madde alımlarının artması, sağlıklı olarak yaşamalarına devam etmeleri, döl verimlerinin artarak arzu edilen zaman içinde tekrar gebe kalabilmeleri için daha uygun koşullar sağlanabilir.
Kuru dönemdeki doğru uygulamalar, metabolik rahatsızlıkların önlenmesine ve artırılmış hastalık direnci ile koruyucu hekimliğin gereklerini yerine getirmeye katkı sağlar. Bu dönemde esas olan, ineklerin vücut kondisyonunun periyodik olarak kontrol edilerek, arzu edilen seviyelerde kalmasını sağlamaktır.
Kuruya çıkarma, iki laktasyon arasında, inekleri dinlendirmek ve bir sonraki laktasyona hazırlamak amacıyla, süt ineklerinin sağımına son verme işlemidir. Kuru dönem gebeliğin son iki ayına karşılık gelmektedir. Bazı inekler kendiliğinden doğal olarak sütünü azaltarak sağıma son verirken bazı inekler sağım işlemine son verilmediği sürece süt salgılamaya devam etmektedirler.
Kuruya çıkarma, süt ineğin bir sonraki laktasyon dönemine hazırlanması, arzu edilen süt verimine ulaşılması, buzağının sorunsuz bir şekilde doğması ve sağlıklı buzağılara sahip olmak için önemlidir. İlk, orta ve geç laktasyon dönemi boyunca devam eden sağım sonrasında, uygun bir şekilde geçirilecek kuru dönem bir sonraki laktasyonda ineğin sağlıklı koşullarda süt verebilmesi, buzağı gelişimi ve hastalıklara karşı gerekli tebbirlerin alınması açısından zorunlu olarak uygulanması gereken bir dönemdir.
Kuruya çıkarma işleminde düşük verimli ineklerde (<10 kg/gün) kuruya çıkarma tarihinde son sağımda meme tamamen boşaltılarak koruyucu antibiyotikleri yapılır ve gerekli meme dezenfeksiyon kurallarına uyularak sağıma son verilir.
Hayvanlar yüksek verimli olsalar bile doğuma 60 gün kala sağıma aniden son vererek kuruya çıkarılmalıdır.
Doğuma 60 gün kaldığı halde hala yüksek verimli olan ineklerde, hayvan kuruya çıkartılmadan 1 hafta önce kesif yem miktarı düşürülerek, süt veriminin düşmesi, sağlanır.
Bu dönemde memeler enfeksiyonlara oldukça açıktır. Hijyenik koşullara mutlaka riayet edilmesi gerekir.
Sağım durdurulduğunda meme salgıcı dokuları yenilenmektedir. Memede süt salgılayan ve depolayan dokuların yenilenme süreci minimum 30 gün, doğum öncesi ağız sütü üretim süreci de en az 15-20 gün sürmektedir. Bu veriler sağlıklı meme yenilenmesi ve yeterli ağız sütü üretimi için minimum 45-50 güne ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Bu bilgiler değerlendirildiğinde süt ineklerinin meme bezlerinin yenilenmesi için gerekli sürenin en az 45 gün olduğu anlaşılmaktadır. Ancak süt salgılamanın da doğumdan 2 hafta önce başladığı dikkate alındığında buzağılamadan 60 gün önce kuruya çıkarılması genel uygulamadır (Sorensen ve Enevoldsen, 1991).
Kuru dönemin 60 günden daha uzun tutulması ise sağılabilecek sütün sağılmaması nedeniyle mevcut laktasyondaki süt verimini düşürürken gelecek laktasyondaki süt verimine önemli bir katkı sağlamamaktadır. Ayrıca kuru dönemin uzun tutulması ineklerin aşırı kondisyonlu olmasına neden olabilir.
Kuru dönemdeki hayvanın yağlanması ise doğum problemlerine ve doğum sonrası metabolik problemlerin (eşin düşmemesi, asidoz, şişme, doğum felci, ketozis gibi.) riskini artırmaktadır. Bazen yağlanma hayvanların hayatını kaybetmelerine dahi neden olabilmektedir.
Süt sığırcılığı işletmelerinde genel olarak kuru dönem 8 hafta olarak uygulanmaktadır. 8 haftalık kuru dönem çoğu süt sığırı için bir sonraki laktasyonda en yüksek süt verimini sağlama bakımından yeterlidir. Kuru dönemdeki uygun besleme müteakip laktasyonda süt verimini artırır, buzağı yaşama gücünü iyileştirir ve doğum sonrası muhtemel metabolik problemlerin minimize edilmesine de yardımcı olur (Görgülü, 2007).
Kurudaki ineklerin beslenmesindeki en önemli esas, bu dönemde hayvanın vücut kondisyonunu artırmadan, koruyarak doğuma hazırlamaktır.
İneklerin kuruya çıkarılmadan bir hafta önceden başlayarak, rasyonlarındaki kesif yemin azaltılması veya çıkarılması ile birlikte kalitesiz kaba yem (saman vb.) oranının artırılması tercih edilen bir yöntemdir.
Kuru dönem, kendi içinde temel olarak iki farklı döneme ayrılmaktadır. 8 haftalık kuru dönemin ilk dönemi, erken (uzak) kuru dönem olarak adlandırılan ve kuru dönemin ilk 5 haftalık süresini kapsayan dönemdir. İkinci dönem ise, geçiş dönemi olarak nitelenen ve ağırlıklı olarak hayvanın işkembe koşullarının ve mineral metabolizmasının yeni laktasyona hazırlanmasını sağlayan, 3 haftalık geç (yakın) kuru dönemdir.
Geçiş dönemi doğum öncesi ve sonrası olmak üzere 3 haftalık periyodu kapsamaktadır. Bu dönemde süt inekleri farklı fizyolojik ve hormonal değişimlere maruz kalmaktadır. Süt ineklerinde doğum öncesi 1 hafta ve doğum sonrası 1 haftalık periyottaki sağlık problemlerinin hem laktasyon, hem de üreme performansıyla ciddi ilişkisi bulunmaktadır (De Vires, 2006).
Bu dönemlerde değişen gereksinmelere bağlı olarak bazı farklı uygulamalar söz konusudur. Kuru dönemin ilk 5 haftalık doğuma uzak olan (Erken kuru dönem) dönemiyle son 3 haftalık dönemi (geçiş dönemi) kuru dönem beslemesi açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Bu dönemde hazırlanacak rasyonda canlı ağırlığın muhafazası, kaybedilmiş ve önceki dönemlerde kazanılamamış vücut kondisyonunun kazanılması, memelerin yenilenmesi ve fötal gelişim için gerekli olan besin maddelerinin karşılanması amaçlanmalıdır. Kuru dönemde ilerlemiş gebelik kaynaklanan düşen yem tüketimi nedeniyle, bu dönemde hayvanların kondisyon kazanmaları, özel besleme yapılmadığı sürece, oldukça zordur.