Yem bitkileri

Tritikale

Tritikale buğday ve çavdarın bileşimi ile elde edilmiş olan, buğdayın verim yüksekliğini ve tahıl kalitesi ile çavdarın hastalıklara ve toprak özellikleri de dahil olmak üzere çevre koşullarına dayanıklılığını birleştiren bir yem bitkisidir.

Yüksek genetik özellikler içeren bitki kaba yem, saman ve tahıl olarak kullanılabilir.

Kaba yem olarak yüksek kaliteye sahip olup, yılda 2 kez ürün alınabilir. Erozyondan etkilenen toprakları koruma özelliği olan bitki, uygun dönemde hasat edilip silaj yapıldığında, süt verimini olumlu yönde etkilemektedir.

Bitkisel özellikleri yönünden tritikale boyu uzun, sağlam sap özelliğine sahip olması nedeniyle yatmaya karşı oldukça dayanıklıdır. Yeşil aksamı çok hacimli ve kuvvetli kardeşlenmesi buğdaya göre az başakları buğday ve çavdara göre uzun, iri ve dolgundur. Ekmeklik buğday çeşitlerinden bir hafta önce çiçeklenir. Fakat dane doldurma süresi daha uzundur. Hasatta geç kalınmadıkça dane dökme sorunuyla karşılaşılmamaktadır.

Tritikale buğday ve arpa üretimi için uygun olmayan alanlarda yetiştirilebilmektedir. Tritikale toprak derinliği az çorak kurak ve kışları sert geçen bölgelerde buğdaydan daha verimli olabilmekte, buğday, arpa ve yulafa göre topraktan daha iyi yararlanma yeteneğine sahip olduğu ve bu nedenle değişen çevre koşullarından buğdaya göre daha az etkilendiği yapılan denemelerle anlaşılmıştır.

Bitki besin maddelerince fakir topraklarda taşlı arazilerde yada yaygın hastalık nedeniyle buğday veriminin düşük olduğu yerlerde tritikale yetiştirilebilmektedir. Sulama olanağı olmayan gerek taşlı gerekse meyilli arazilerde hayvan yemi amacıyla yetiştirilen buğday ve arpa yerine, bu tip alanlarda daha iyi uyum sağlıyabilen ve yüksek verim elde edilen tririkale çeşitlerinin ekilmesi önerilmekte ve bu gibi yerlerde buğday ve arpadan daha fazla ürün vermektedir.

Tritikale KM, sindirilebilirlik, ham protein ve NDF değerleri

Yetiştirme tekniği açısından tritikale her çeşit toprakta yetişir. Toprak derinliği az, çorak, kurak ve kışları sert geçen bölgelerde buğday ve arpadan daha verimlidir. Değişik toprak özelliklerine uygunluğu yönünden asit karakterli topraklarda çeşide bağlı olarak buğdaydan %30 daha fazla ürün verebilmektedir. Toprak PH'nın 5 olduğu asit karakterli topraklara tolerans gösterdiği halde PH'nın 8.4 olduğu alkali topraklarda çok hashas olduğu böyle topraklarda dane tutma oranının azaldığı hatta hiç dane bağlamadığı görülmektedir.

Fakat diğer tahıl cinslerine göre topraktan ve çevre faktörlerinden daha iyi yararlanma yeteneğine sahiptir. Soğuk zararı nedeniyle arpanın kışlık olarak ekilmesinin riskli olduğu bölgelerde güvenle yetiştirilebilir. İklim isteği buğdaya benzer vejatatif dönemde iyi güneşli ve sıcak hava istenmektedir. Uygun olmayan iklim koşullarına çavdar bitkisinden aldığı özelliklerden dolayı buğdaydan daha dayanıklıdır.

Ancak buğdayın gösterdiği hassasiyeti değişik koşullarda göstermektedir. Yağışların fazla nisbi nemin yüksek olduğu kuvvetli rüzgarın hakim olduğu bazı alanlarda meydana gelen yatmalarda yüksek rutubet ve sıcaklık nedeniyle başakta çimlenme olabilmektedir.

Tritikalede tohum yatağı hazırlığı buğday bitkisinde olduğu gibidir. Tarlada 10-12 cm derinliğinde işlenmiş bir tohum yatağı oluşturulur yüzeyi düzgün hale getirilerek normal hububat mibzeri ile 5-6 cm derinliğe ekim yapılır. Dekara 20-22 kg tohum yeterli olmaktadır. Ekim öncesi tohum selektörden geçirilmeli, sürme ve rastığa karşı sistemik toz ilaçlarla ilaçlanmalıdır.

Tritikalenin ekim alanları gün geçtikçe artmakta bu da buğday ve çavdarda etkisi görülen hastalık ve zararlıların tritikale üzerinde de görülmeye ve zarar oluşturmaya başladığı görülmektedir. Yapılan gözlemler sonucu tritikale küllenme, paslar, adi sürme, rastıklar, göçerten, kök çürükleri, tahıl kist nematodu, buğday sap sineği, bazı afit ve virüsler gibi hastalık ve zararlılara karşı yeterli düzeyde dayanıklı olduğu görülmüştür.

Ancak oldukça zarar gördüğü hastalıklardan birisi ak başak zararıdır. Bu hastalık %100'e varabilen zararlara neden olabilmektedir. Tritikale göz lekesi hastalığına karşı zayıftır. Ayrıca serin ve nemli yerlerde görülen önemli bir hastalığı da çavdar mahmuzudur. Fakat tritikale bu hastalığa çavdara göre daha dayanıklıdır.

Bütün ürünlerde olduğu gibi tritikale verimi, ekilen çeşide ve yetiştirildiği ortamın koşullarına bağlıdır. Ancak diğer tahıllarla mukayese edildiğinde geniş bir uyum ve verim gücü göstermektedir. Yapılan bir çalışmada yeşil ot olarak dekara 1440-1730 kg verim alınırken aynı koşullarda buğdaydan 1160-1580 kg yeşil ot alınabilmiştir.

Ayrıca tuzlu, bor fazlalığı ve mikro besin maddesi eksikliği görülen, bazı hastalıkların görüldüğü tarım arazilerinde buğday ve arpa 200-250 kg/da dane ürün verirken tritikale 400-500 kg/da dane ürün verebilmiştir. Normal şartlarda tritikaleden 250-970 kg/da arasında dane ürün alınabilmektedir. Ancak ülkemizde dekara 1000 kg üzerine çıkılan yerler bulunmaktadır.

Tritikale yetiştiriciliğinde ekonomik ürün alabilmek için dekara saf olarak 8 kg/da azot, 6 kg/da fosfor vermek gerekmektedir.

Sonbaharda ekimle birlikte 15 kg/da DAP gübresi, ilkbahar yağışları geçmeden de 16-18 kg/da %33'lük Amonyum Nitrat gübresi önerilir. Yabancı ot mücadelesi buğday tarımında olduğu gibi kültürel tedbirlerle ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır. Kimyasal olarak yapılan yabancı ot kontrolünde tarlada bulunan yabancı ot türüne göre seçici herbisitler kullanılır. Yabancı ot mücadelesi özellikle yabancı otların 2-4 yaprak olduğu dönemde yapılması, önemli miktarlara varan ekonomik verim artışı sağlamaktadır.

Tritikaleden; tarlada otlatma, yeşil ot olarak değerlendirme, erken devrede otlatıp daha sonra dane almak için otlatmayı bırakma ve silaj yapma şeklinde yararlanılabilmektedir. Tritikale, bu amaçlar için tek başına yetiştirilebildiği gibi başka tahıllarla veya baklagillerle karışık olarak da ekilebilmekte, bu karışımlar yem verimini ve kaliyesini yükseltmektedir.

Tritikale silaj olarak yada konsantre karışımlar şeklinde kullanıldığında rasyonun enerji düzeyini ve protein oranını yükseltmektedir. Bu oran yulaf hariç diğer tahıllardan yüksektir. Saplarının sindirilebilirliği bakımdan yapılan incelemeler, trikalenin buğday ve arpaya eşdeğer olduğunu göstermiştir.

Tritikale herhangi bir ön işleme gerek duyulmadan hayvanlara yedirilebildiğinden çavdara göre daha avantajlıdır. Ayrıca çavdar yem rasyonlarına az oranda katıldığı halde, tritikale %40-50 oranında katılabilmektedir. Çeşide ve yetiştirme koşullarına göre değişmekle birlikte tanede protein oranı %10-16 düzeylerinde olabilmektedir. Sindirilebilir protein yönünden buğdaya eşdeğerdir.

Fakat biyolojik değer açısından buğdaydan yüksek değere sahiptir. Net protein kullanımında da tritikale buğdaydan da üstündür. Buğdayda olduğu gibi tritikalede de protein kalitesini belirleyen amino asit lisindir. Ancak buğday proteinin de %2.8 olan lisin oranı, tritikalede %3.4'e çıkmaktadır. Temel amino asitlerden treonin oranı, tritikalede buğdaya göre %10 daha yüksek bulunmuştur.

Tritikalede sindirilebilir toplam enerji oranı %87 ile buğday ve mısıra çok yakındır.